Yoksunluk tazminatı, ölen kişinin birlikte yaşadığı kişilere maddi veya manevi destek sağlayamaması nedeniyle destekten mahrum kalan kişilere verilir. Talep edilen tazminat, maddi destekten yoksun bırakılan kişilere, bu yoksunluk nedeniyle sıkıntı yaşamamaları için yardımcı olmaktır.
Destek kaybı için kimler tazminat talep edebilir?
Tazminat talep eden kişi, merhum tarafından desteklendiğini kanıtlamalıdır. Tazminat talep eden kişi, ölen kişinin yeğeni, amcası veya komşusu da olabilir. Destek kaybı için tazminat talep eden kişinin, merhum hayattayken destek aldığını kanıtlayabilmesi gerektiğine dikkat etmek önemlidir. Ölen kişinin çocukları, ebeveynleri ve eşinin destek ilişkisi içinde olduğu varsayılır. Bu varsayımın yanlış olduğu kanıtlanabilir.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatının Koşulları
Yoksun kalma tazminatı talep edebilmenin en önemli ve ilk şartı desteğin ölmüş olmasıdır. Destek sıfatına sahip kişi olay nedeniyle ölmemiş ancak yoğun bakıma alınmış olsa bile bu koşulun sağlanması gerekir. Koşul yerine getirilmediği için tazminat talebinde bulunulamaz. Destekten yoksun kalma tazminatı koşulunun, destek sıfatını taşıyan kişi ölmemişse gerçekleştiği kabul edilebilir. TMK’nın 31. ve 32. maddelerine göre, kişi ölmüş olması muhtemel bir durumda ise ve kendisinden o zamandan beri veya uzunca bir süre haber alınamamışsa ölmüş sayılır.
Ölen kişinin ölümüne neden olan bir muhatabın bulunması da bir diğer koşuldur. Doğal nedenlerle ölen bir kişiye destek kaybı için tazminat ödenemez. Buna ek olarak, bir zarar fiili ve zarar ile bu fiil arasında bir nedensellik ilişkisi olmalıdır. Örneğin, Ramazan ayında davulların çıkardığı gürültü nedeniyle kalp krizi geçirdiği için tazminat talep etmek mümkün değildir. Ölen kişinin ölümü de, ölen kişinin buna neden olan eylemde ağır ihmali varsa, nedensellik bağını koparabilir. Bu durumda, ölümden sorumlu tutulan kişi, ölenin kusurlu olduğunu kanıtlarsa tazminatı ortadan kaldırabilir.
Tazminat almaya hak kazanabilmek için davacının belirli koşulları yerine getirmesi gerekir. Öncelikle ölen kişinin başkalarına bakabilecek durumda olması ve tazminat talep eden kişinin de bu tür bir bakıma ihtiyaç duyması gerekir. Örnek olarak, kendi geliri olmayan ve eğitimini tamamlamamış bir anne ya da babanın trafik kazası ya da iş kazası nedeniyle hayatını kaybetmesi verilebilir. Ayrıca yardım düzenli ve sürekli olarak sağlanmalıdır. Yardım kaybı için bir kerelik ödeme şeklinde tazminat talep edemezsiniz.
Ebeveynler destek kaybı için tazminat talep edebilir mi?
Yukarıda, destek kaybı tazminatı alabilmek için davacının yerine getirmesi gereken koşulları özetledik. Bu durum, çocuğun ölümü halinde bir anne ya da babanın tazminat talep edip edemeyeceği sorusunu akla getirebilir. Yasa koyucu bu koşulların ölüm anında mevcut olmasını aramaktadır. Bununla birlikte, bir çocuğun normal yaşamının bir parçası olarak ebeveynlerine bakacağı kabul edilmektedir. Eğer çocuk gelecekte ebeveynlerine destek olamadan vefat ederse, bu destekten mahrum bırakıldığını iddia edebilirler. Daha sonra çocuğun ölümü halinde tazminat talep edebilirler.
Destekten yoksun kalma tazminatı nasıl hesaplanır?
Destek kaybı için tazminat değeri belirli kriterlere göre belirlenir. Bunlardan ilki, ölen kişinin ölmemiş olması halinde elde edeceği geliri belirlemeye çalışmaktır. Ölen kişinin geliri meslek odalarına sorularak tespit edilir. Eğer bu mümkün değilse, emsal maaş hesaplanmaya çalışılmalıdır. Tazminat hesaplanırken yine merhumun beklenen yaşam süresi dikkate alınır. Ölen kişinin medeni durumu, çocuk sahibi olup olmadığı, bekar olup olmadığı veya ebeveyn(ler)ine destek olup olmadığı da tazminat hesaplamasında dikkate alınır.
Mahrumiyet nedeniyle tazminatın hesaplanması karmaşık bir teknik süreçtir. Ölen kişi örneğin 30 yaşındaysa, kalan yaşam süresi tablolardan hesaplanır ve tazmin edilecek tutarda dikkate alınır. Yargıtay’ın tazminat hesaplamasında benimsediği yeni yaklaşıma göre, ölüm nedeniyle desteğinden yoksun kalan kişiye miras kalmışsa, bu durum tazminatın indirilmesinde bir etken olmayacaktır. SGK, ölüm halinde kaza sigortası poliçesi kapsamında yaptığı ödemeleri düşebilecektir. Destekten yoksun kalma tazminatındaki indirim, sigorta şirketleri veya zarar gören taraflarca yapılan ödemelerden kaynaklanmaktadır.
Kusur açısından destekten yoksun kalma tazminatı çok önemlidir. Haksız fiil nedeniyle tazminat talep edildiği için kusur sorumluluğu bu bağlamda çok önemlidir. Muhatap tarafından ödenmesi gereken tazminatın hesaplanması kusur derecesine dayanmaktadır. Mahkemeler kusuru belirlerken genellikle bilirkişi raporunu dikkate alacaktır. Destekten yoksun kalma tazminatı olarak bilirkişi raporuna itiraz edebilirsiniz.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hisse Oranları
Yoksun kalınan tazminat payı oranı belirlenirken kapsamlı bir araştırma yapılır. Örneğin, medeni durum, kısıtlılık, bireyin ruhsal ve fiziksel durumu, istihdamı, yoksa mesleki eğitimi araştırmaya dahil edilir. Araştırmanın bulguları doğrultusunda yüzdelik oranlara göre yoksunluk tazminatı hesaplanır. Her vakanın kendine özgü olduğunu unutmayın. Bu nedenle, işlemlerin belirlenmiş bir pay oranı çizelgesine göre yapılıp yapılmadığını söylemek zordur.
Zamanaşımı, Yetkili Mahkeme ve Görevli Mahkeme
Genel kurallara uygun olarak, destekten yoksun kalma tazminatı davası davalının ikametgahında açılmalıdır. Davanın açılacağı mahkemenin davalının ikametgâhı olması şart değildir. Dava, bir şirketin merkezinde açılabileceği gibi, kurum, şirket veya vakıf gibi tüzel kişilik olması halinde de açılabilir. Davacı, kanun tarafından çeşitli yetkili mahkemelerde görevlendirilmiştir. Davacı, kazanın olduğu yerde, mağdurun ikametgahında veya haksız eylemin gerçekleştiği yerde dava açabilir. Olay gerçekleşmiştir.
Örneğin, Sultan Ahmet Meydanı’nda gece yürürken Ali tarafından ölümcül şekilde yaralanan Hasan’ın davasını ele alalım. Bu durumda Hasan’ın dul eşi, olayın meydana geldiği Sultan Ahmet Meydanı’nın yargı alanında dava açabilir. Hasan’ın eşi davayı kendi ikametgahında veya Ali’nin ikametgahında da açabilir. Eğer Hasan olay yerinde değil de hastanede ölmüşse, eşi davayı hastanenin bulunduğu yerde açabilir.
Destekten yoksun kalma tazminatı için zamanaşımı süresi zararın öğrenildiği tarihte işlemeye başlar ve iki yıl devam eder. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi, bir kişi olayın meydana geldiği tarihte değil de hastaneye yattıktan ve tedavi gördükten sonra ölürse, tazminat süresi ölüm tarihinde işlemeye başlayacaktır.
Zarardan sorumlu kişi ya da kişileri 10 yıl içinde tespit edemezseniz daha sonra dava açmanız mümkün değildir. Bu genel bir kanun hükmüdür.
İlgili Yargıtay Kararları
Karar1Yargıtay 17. Hukuk D. 2016, 18069 E. 2019, 8032 K:
“Uyuşmazlık Hakem Heyeti (UHK) başvurucuların talebini kabul etmiş ve davalının davacılara toplam 46.857,82 TL ödemesine karar vermiştir; bu miktarın 33.873,69 TL’si eşi Hatun’a; 1.701.85 TL, çocukları Vedat’a 2.049,14 TL, Cihan’a 2.049,14 TL, Beritan’a 4.616,57 TL ve Muhammet’e 4.616,57 TL olmak üzere toplam 46.857,82 TL ödemesine karar verilmiştir.
Madde 30/12, sayılı Sigortacılık Kanunu Sigorta tahkim komisyonlarının 40.000,00 TL’ye kadar olan kararları kesinleşmiş sayılır. Kesinleşen kararlara yapılan itirazların kabulüne veya reddine 1.6.1990 tarih ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca mahkemece karar verilecektir. Davacılar ihtiyari dava arkadaşı olduklarından her bir davacı için 40.000,00 TL’lik kesinlik sınırlamasının dikkate alınması gerekmektedir. “Bu nedenle davacılar lehine verilen kararlar ayrı ayrı kesin niteliktedir.”
Karar2Yargıtay 17. Hukuk D.) :
“Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre Müteveffa eş … için kaza nedeniyle toplam yardım miktarı 103.753,21-TL’dir. Davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsünün kusurunun %50 olduğu gözetilerek.
“Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 15,20 TL onama harcının temyiz edenden alınmasına, 24/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”