İş dünyasında en büyük sorunlardan biri, işverenlerin sigortalı çalışanlarını Kuruma bildirmemeleri veya ücretlerini eksik bildirmeleridir. Bu da primlerin eksik ödenmesine yol açmaktadır. Böyle bir durumda ne yapılabilir? Bu durum hukuki bir yolla telafi edilebilir mi? Sosyal güvenliğin iş sözleşmesindeki yasal hakları nelerdir?
Bu yazı hizmet tespiti davası ile ilgili birçok sorunuza cevap verecektir.
Sigortasız işçi
Sanılanın aksine sigortasız çalışan kavramı hukukumuzda mevcut değildir. Yasalarımızda sigorta başlangıcının kişinin çalışmaya başlamasıyla gerçekleştiği genel kabul görmektedir. Yasalarımızda genel olarak sigorta başlangıcının çalışanın işe başlamasıyla gerçekleştiği kabul edilmektedir. Ayrıca işveren veya çalışan SGK’ya bildirim veya tescil yapmamış olsa bile kişi sigortalı sayılmaktadır. Gerçekte dilimizde kullandığımız sigortasız işçi kavramı doğru değildir. Kanunumuzda böyle bir kavram yoktur ve bunun yerine sigortanın zorunlu niteliğini benimsemiştir. Yasal olarak sigortasız çalışmak mümkün değildir. Anayasaya göre herkesin sosyal korunma hakkı vardır. Bu hak azaltılamaz, feragat edilemez veya devredilemez. Bu hükmü içeren iş sözleşmesi veya sözlü anlaşmalar geçersizdir. Bu anlaşmaların hukuki bir önemi yoktur. Dolayısıyla bir hizmet tespit davasından feragat etmek mümkün değildir. Nitekim aynı husus Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun“Sigortalılık (…)” başlıklı maddesinde de belirtilmiştir. Bu dava, kişilerin zarar gören sosyal güvenlik yardımlarını geri almalarını sağlar.
İş kazaları konusunda hukuki danışmanlık yazımızı da okuyabilirsiniz.
Sigortasız işçi çalıştırmak
İşverenler, çalışanlarının sigortalılık durumlarını Kurumlarına bildirmek zorundadır. Sigortalı kendi sigortalılığını da Kuruma bildirebilir. Bu durumda, sigortalının sigortalılığını Kuruma bildirmemesinin kişi aleyhine delil olarak değerlendirilmeyeceğini unutmamak önemlidir. Bu durum kanunda açıkça tanımlanmıştır. Kanun bunu açıkça düzenlemiştir.
İşveren, çalışanın sigortalılığını Kuruma bildirmezse ya da bildirilen bilgiler yanlış veya eksik ise işveren sorumludur. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 102. maddesine istinaden 5.000 avroya kadar para cezası uygulanacaktır.
Hizmet Tespit Davası Eksik Prim
Bir hizmet tespiti davası, çalışana doğru veya tam bildirimde bulunmayan bir işveren tarafından açılabilir. İhlalden işveren sorumlu tutulacaktır. Aslında, bu koşulları ihlal eden en basit eylemler için bile yaptırımlar uygulanmaktadır. Sosyal güvenlik haklarından feragat edilemez veya azaltılamaz. En yaygın durum, Kurumun bireyin gerçekte kazandığından daha düşük bir ücret almasıdır. İşçiler genellikle ücretlerinin bir kısmını bankalar aracılığıyla yatırır ve geri kalanını doğrudan kendilerine verirler. İşverenin sigortalının priminin tamamını ödemesi gerekmektedir.
Tüm çalışanlara eşit davranma yükümlülüğü her işverenin görevidir. İşyerinde haksızlığa uğradığınızı düşünüyorsanız ayrımcılık tazminatı hakkındaki bu makaleyi okumayı unutmayın.
Eksik Sigorta Günleri
Söz konusu olan sadece prim maliyeti değil, aynı zamanda Kurumun sigortalı gün sayısını eksik bildirmiş olmasıdır. Bu durumda, çalışanın hizmet tespit davası açma ve sigortalı olarak bildirilmeyen günlerin sayılmasını sağlama hakkı vardır.
Hizmet Tespit Davası (HTD) Nedir?
Hizmet tespit davası, sigortalı olunduğunun Kuruma bildirilmemesi nedeniyle işçinin haklarının ihlal edilmesi durumunda açılır. Bu durum, Kurumun bilgilendirilmemesi veya sigortanın ödenmemesi ya da bildirilen ücretlerin düşük olması nedeniyle eksik ödenmesi halinde ortaya çıkabilir. Mahkeme, işçinin sigorta primi ödemeden çalıştığına (yani günlük sigortasız çalışma) ve primin eksik veya yanlış ödendiğine karar verirse, sosyal güvenlik hakları belirlenirken prim ödeme gün sayısı ve mahkemece belirtilen prim miktarı dikkate alınacaktır. Bu durumdaki kişi geriye dönük olarak, bir kuruma bildirilmediği günler için sigortalı sayılacaktır. Daha sonra sosyal güvenlik haklarından yararlanabilecektir.
Hizmet tespiti davasını kazanırsanız ne olur?
Hizmet tespiti davası çalışanın lehine sonuçlanırsa primleri işveren öder. Çalışan bu süre için sadece sigorta primlerini değil, yasal faizini de alır. Vergi dairesine ödenmeyen gelir vergisinden de işveren sorumludur. Hem SGK (Sosyal Güvenlik) hem de Vergi Dairesi İşverene bu dönem için ceza kesebilir. İşveren de kesilen cezayı ödemekle yükümlüdür.
Hizmet Tespit Davalarında Zamanaşımı
Bu, hak düşürücü sürenin geçerli olduğu bir dava türüdür. Dolayısıyla kanunda belirtilen süreden sonra bu davayı açmak mümkün değildir. Hatta bu hak düşürücü süre hakkın ortadan kalkmasına neden olmaktadır.
Hizmet Tespit Davası Hak Düşürücü Süre
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (SSGSS) 86. maddesine göre, hak kaybına uğrayan sigortalılar, hizmet yıllarının bitiminden itibaren beş yıl içinde hizmet tespit davası açarak mahkemeden tazminat talep edebilirler. Kanunda süre olarak zamanaşımı değil, hakların kaybedildiği süre belirtilmiştir. Beş yıllık süre içinde dava açmak için bu süreyi kaçırmamak önemlidir.
İşçilik Alacakları, Hizmet Tespit Davaları ve İşçilik Alacakları
Aynı davada hem tebligat hem de tahsilat tespitinin ileri sürülmesi mümkün değildir. Yargıtay’ın örnek kararları bu konudaki tartışmayı kapatmıştır. Çünkü hem yetki ilkeleri hem de talep sebepleri temelde farklıdır. Bu iki talep aynı dava dilekçesinde yer aldığında, hâkim bunların ayrılmasına karar verebilir. Bu durumda talepler 2 ayrı davada ele alınacaktır.
Sigorta Primlerinin Yetersizliği ve Teminatın Haklı Nedenle Feshi
Kanun, Yargıtay’ın istikrarlı görüşleri ve mahkeme uygulamaları ile belirlenmektedir. Çalışanın Kuruma sigortalı olarak bildirilmemesi veya sigorta priminin eksik yatırılması halinde hizmet tespit davası açılması mümkündür.
Hizmet Tespiti Davalarında Yargıtay Kararları
Konuyla ilgili örnek bir Yargıtay kararında şu ifadeler kullanılmaktadır: “Bu davada davacı, iş sözleşmesini sigorta primlerinin işçi tarafından ödenmemesi nedeniyle feshettiğini ileri sürmüştür.Davalı ise davacının istifa ederek işten ayrıldığını savunmuştur. Davanın bütününe göre mahkeme, davacının istifa etmesi ve geçmiş sigorta primlerini ödememesi nedeniyle kıdem tazminatına hak kazanmadığına hükmetmiştir. Mahkemece yazılı gerekçelerle kıdem tazminatı talebinin reddi hatalıdır. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017, 45702 E.; 2018/1877 K.; ve 06.02.2018 tarihli karar).
İşçilerin sosyal güvenlik hakları en önemlileri arasındadır. Bundan tam olarak yararlanmak istediğiniz için istifa ettiyseniz, işçilerin haklarını veya istifa eden çalışanların haklarını okumayı unutmayın.
Hizmet Tespiti Davası Arabuluculuk
İş Kanunu’nda öngörülen zorunlu arabuluculuk, hizmet tespiti davası için geçerli değildir. Yani dava açmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu yoktur. Dava açmadan önce iş davalarında arabuluculuk ile ilgili yazımızı okumanız yararınıza olacaktır.
Kişilik hakları nelerdir? hakkındaki yazımızı da okuyabilirsiniz.