Bir cezayı infaz etmek veya yerine getirmek, kelimenin tam anlamıyla onu yerine getirmektir. Bir hükmü uygulamak anlamına gelen hukuki bir terimdir. İcra edilebilir nitelikteki yabancı mahkeme kararlarının Türk hukuk sistemi içinde icra edilebilir hale gelmesini sağlamak için, kararla ilgili olarak resmi bir karar alınır. Aslında, yabancı mahkeme kararları, ister icrai ister belirleyici isterse de yenilik doğurucu olsun, Türk hukukunda doğrudan icra edilebilir değildir. Bu bağlamda, yabancı bir mahkeme tarafından verilen icrai nitelikteki bir karar, tenfiz kararı verildikten sonra Türk hukuk sisteminde icra edilebilir hale gelmektedir.
Türk hukukuna göre tenfiz edilmesi gereken yabancı mahkeme kararları tanınacak ve tenfiz edilecektir. Genel kural budur. Ancak, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 60. maddesi hükümleri uyarınca kesinleşmiş veya tarafları bağlayıcı hale gelmiş yabancı hakem kararları da tenfiz edilebilir. Yabancı mahkeme kararlarının kesinleşmesi hem tanıma hem de tenfiz için şarttır. Bir kararın kesinleşip kesinleşmediği o yabancı ülke hukukuna göre belirlenir. Aşağıdaki alt başlıklarda bu iki kavram daha ayrıntılı olarak incelenecektir.
Tanıma Nedir?
Yabancı bir mahkeme kararının tanınabilmesi için Türk hukuku tarafından kesin veya nihai delil olarak kabul edilmesi gerekir. Bu dava, boşanma, miras sözleşmesinin iptali, soybağının reddi veya babalığın tespiti gibi yabancı mahkeme kararlarının Türk hukukunda kabulü ile ilgilidir.
Madde uyarınca. Maddesi’ne göre. Aşağıda tenfiz koşullarını daha ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Bu başlık altında, karşılıklılığın tanıma için bir gereklilik olmadığını belirtmek önemlidir. Türkiye ile kararın verildiği yabancı ülke arasında bir anlaşma olmasa veya yabancı ülke hukukunda tanınmasa dahi tanıma gerçekleşebilir.
Tenfiz Nedir?
Türkiye’de, yabancı ülke kanun ve düzenlemelerine göre kesinleşmiş yabancı mahkeme kararlarının tenfizi, Türk mahkemesinin vereceği karara bağlıdır. Hangi yabancı mahkemenin karar verme yetkisine sahip olduğu önemli değildir. Sadece kararın bir özel hukuk uyuşmazlığında verilmiş olması önemlidir. Genel olarak, ceza kararları bu kapsamın dışında kalır, ancak md. Maddesi uyarınca tenfiz edilebilir.
Tenfiz koşulları nelerdir?
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 54. maddesi tenfiz şartlarını düzenlemektedir. Bu koşullar aşağıdaki maddeler açısından incelenebilir:
- Yabancı mahkeme kararlarının Türk mahkemeleri tarafından tenfizinde karşılıklılık ilkesi geçerlidir. Başka bir deyişle, yabancı bir mahkeme kararının Türk hukukunda tenfiz edilebilmesi için ya Türkiye ile kararı veren ülke arasında bir anlaşma yapılmış olmalı ya da Türk kanunları Türk mahkeme kararlarının tenfizine izin vermelidir.
- Yabancı mahkeme kararı, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir konuda verilmiş olamaz. Ya da yetkisi olmayan yabancı bir mahkeme, davalının itirazı olmaksızın yetkili kılınmıştır.
- Gerekliliklerden biri de kararın Türk kamu düzenini açıkça ihlal etmemesi gerektiğidir. Her devletin kamu düzeninin ne anlama geldiğine dair farklı bir kavramı vardır. Yabancı bir mahkemenin kamu düzenini ihlal etmeyen bir mahkeme kararı yine de Türk kamu hukukunu ihlal ediyor olabilir. Bu durumda herhangi bir kararın tenfizi mümkün değildir.
- Mahkeme kararının yerel kanunlara uygun olarak uygulanması gerekir.
- Son koşul ise, duruşma hakkı ihlal edilen kişinin ve gıyabında alınan kararın – yani mahkeme tarafından usulüne uygun olarak çağrılmamış olması – Türk Mahkemelerine bu konuda bir itirazda bulunmamış olmasıdır.
Kanunların Tanınması ve Tenfizi arasındaki fark nedir?
Bir tenfiz davası ile tanıma davası arasındaki temel fark, yabancı mahkeme kararının tenfiz edilip edilemeyeceğidir. Tanıma davalarında, devlet organlarının kararı uygulamak için herhangi bir aktif icra işlemi yapmasına gerek yoktur. Bir Türk parasının ödenmesi için yabancı bir ülkeden alınan bir kararın uygulanması için icra dairesi tarafından icra işlemleri yapılması gerekecektir. Bu tür kararlar için bir icra işlemi gereklidir. Boşanma durumunda ise, Türk kurumlarının kararı kabul etmesi için yeterli olacağından, bir tanıma davası açmak gerekir.
Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi için hangi mahkemeye başvurmalıyım?
Asliye hukuk mahkemeleri, tanıma ve tenfizle ilgili davalardan sorumlu mahkemeler olacaktır. Aile mahkemeleri, aile hukuku kapsamına giren davalardan sorumludur. Bunlar boşanma, velayet ve nafakayı içerir. Yetkili mahkeme, tenfiz talebine karşı çıkan kişinin Türkiye’de yaşadığı yerdeki veya bu mümkün değilse Ankara veya İstanbul’daki mahkemedir. Söz konusu husus belirli bir değere sahipse, ücret bu değer üzerinden hesaplanır. Bir ilamın icrasında hukuki menfaati olan her taraf icra davası açabilir. Dava dilekçesi kanunda öngörülen unsurları içermelidir. Dilekçe, yabancı mahkeme ilamının onaylı aslı, sureti, onaylı tercümesi ve ilamın kesinleştiğini gösteren onaylı yazı ve noter onaylı tercümesi ile birlikte sunulmalıdır.
Tanıma ve Tenfiz için Nüfus Müdürlüğü kullanılabilir mi?
Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda yapılan yeni bir değişiklik, boşanma, butlan ve iptal kararlarının yanı sıra, mevcut olsun ya da olmasın, evliliğin iptaline ilişkin kararların tanınmasına olanak tanımaktadır. Bu, bir mahkeme kararı olmaksızın yapılabilir. Başka bir deyişle, yabancı mahkeme kararı kamu düzenine aykırı değilse ve kesinleşmişse, tanıma davası açmaya gerek kalmadan nüfus kaydında değiştirilebilir.
Yabancı bir mahkemeden alınan boşanma kararının tanınması için dava açabilir misiniz?
Yabancı mahkemelerden alınan boşanma kararlarının tanınması için Nüfus Müdürlüğüne başvurabilirsiniz. Nüfus müdürlüklerinin talebi reddetmesi veya talebin doğrudan mahkeme tarafından kabul edilmemesi durumunda, tanıma için nüfus müdürlüğüne başvurulabilir.
Tanıma Davalarına İlişkin Yargıtay Kararları
Mahkemece, davalı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeni bir karar oluşturulmasına karar verilmiştir. Yargıtay 11 HD 2020/4516 E.
Mahkeme 27/09/2019 tarihinde kararın kesinleşmesi üzerine dosyayı Gebze 5. Aile Mahkemesine göndermiştir. Aile Mahkemesi davayı kabul etmiştir. Uyuşmazlığın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi arasında yetki tespitine ilişkin olduğu düşünülmektedir. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, 6100 sayılı HMK’nın 21. ve 22. maddelerine göre görevli mahkemedir. Yetki …” (5. HD 2021/9487 K. 2021/14016 E. Yargıtay)
Kira tespit davası nedir? hakkındaki yazımızı da okuyabilirsiniz.